KARMA YASASI
Bugün, bazılarımız için çok yeni
bazılarımız için de sıklıkla duyduğumuz ama belki de tam olarak üzerinde
düşünmediğimiz bir konu olan “Karma yasası”ndan bahsetmek istiyorum. Sol beyini
arkadaşlarım için öncelikle durumu biraz bilimsel anlatmak isterim J
“Karma”, Sanskritçede (Hint din ve
yazın dili) “eylem”, “hareket”, , “aksiyon”
anlamına geliyor ve en iyi de Newton’un “Hareket Yasaları”nın üçüncüsü olan
Etki-Tepki Prensibi ile açıklanabiliyor. Yani, ne der bu prensip? Biraz
internet karıştırdığımızda cevabı buluyoruz.
Eğer bir cisme herhangi bir büyüklükte
bir kuvvet etkirse, cisim de bu kuvvete eşit fakat zıt yönde bir tepki
gösterir. Burada ortaya çıkan etki-tepki kuvvetlerinin büyüklükleri eşittir
fakat yönleri birbirine terstir.
Örneğin top duvara çarptığında topun
duvara uyguladığı kuvvetle aynı büyüklükte fakat zıt yönde bir kuvvet de duvar
tarafından topa uygulanır ve bu kuvvetler aynı doğrultu üzerindedir.
Yani konumuzla bu açıklamayı
öpüştürdüğümüzde, nasıl bir enerji yayarsan aynı enerjiyi çekersin şeklinde
yorumlayabiliriz. Ne ekersen onu biçersin, ayıpladığımızı yaşamadan ölmeyiz,
iyilik yap iyilik bul, gibi atasözleri ve söylemler konunun çok net bir
özetidir.
Evrende oluşan her ne varsa
kesinlikle ve kesinlikle tesadüf değildir ve gerçekleştirdiğimiz her eylemin
bize geri dönüşü muhakkak olacaktır. Bu bazen iyilik, güzellik, hayır duası,
teşekkür gibi gerçekleştirdiğimiz güzel eylemlerin dönüşü olabileceği gibi hunharca
yaptığımız dedikoduların, bedduaların, hak yemelerin,lanetlerin, bela
okumaların, nefretin, kıskançlığın, yargılamanın, büyülerin, negatif olabilecek
her türlü eylem ve düşüncenin de aynı
şekilde geri dönüşü olacağı anlamına gelmektedir.
Eğer yalan
söylerseniz siz de yalanla karşılaşırsınız, aldatırsanız aldatılırsınız, eleştirirseniz
eleştirilirsiniz, dedikodu yaparsanız dedikodunuz yapılır vs.vs.. Bu liste
uzaaar gider. Hatta işin ilginci bu karmanın kendinde işleyeceğini ya da
işlediğini insan hiçbir zaman kabul etmek istemez..Çünkü genelde adresleme
yapacağımız, kendimizi bir şekilde haklı çıkaracağımız mazeretlerimiz her daim
cebimizdedir. O mazeretleri çıkarır, kendimizi de inandırarak yola devam
ederiz.. Sonra da aynı şeyleri yaşadığımızda da “Neden ben?, “Bu nasıl
mümkün olabilir?, Bunu bana nasıl yapar(lar) gibi sorular sorma cüretinde
bulunuruz..Ama yaptğımız iyi bir davranışın karşılığını gördüğümüzde “Neden
ben” sorusu hiç aklımıza gelmez..
Evrensel adalet
işliyor arkadaşlar..Bunu böyle bilmek, akla kazımak lazım..
Birkaç yazımda
sürekli tekrarladığım “Seçim” kelimesinin önemi aslında bu yasa ile daha bir
önem kazanıyor. Her ne yaptıysak ve söylediysek bizim o anki seçimlerimizle
oldu ve bunların sonucundaki sorumluluklarımız da bu seçimlerin sonucunda
doğdu. Ne hissediyorsam ve yaşıyorsam yaptıklarımın sonucu..E ben bu yasanın
işleyişini biliyorsam, seçimlerimi kendime göre doğru yöne yönlendirmek te beim
elimde. Bu öyle bir sistem ve ilahi adalet ki, insana aynı zamanda huzur
veriyor. Çünkü adaleti sağlamak benim elimde değil ve her ne olursa olsun o
adaletin sağlanacağını biliyorum. Bana düşen görev sadece bu sistemi bilmek ve
tercihlerimle ona göre davranmak. O kadar...
Karma sistemi,
birşeyleri öncelikle verme sonrasında da alma sistemidir. Ama bunu alma-verme
dengesi ile karıştırmamak gerekir, o ayrı ve başka bir konu..Önceden alayım
sonrasında veririm hesabı yok burada. Birşeyleri vermeden almaya kalkarsam,
yasayı delerim, hakka girerim ve dengeyi bozarım. Denge bozuldukça da, daha
önce aldığımdan fazlasını geri ödemek zorunda kalırım ki denge yerine gelsin.
Aldığımız zaman kazançlı çıkmadığımız tek durumdur yani. E o zaman vereceğim ki
alayım..Bu bir paradokstur; aldığımda, kazançlı çıkmam, borç yaratırım! Borçlu olmayı
istemiyorsak ta, alıyor olmaktan çok veriyor olmam gerekir.
Şimdi, etrafınızda geniş bir enerji
alanı olduğunu hayal edin. Hayal dediğime bakmayın, gerçek durum bu zaten ama
bir an Gözlerinizi kapatın ve etrafınızdaki bu enerji alanını hissedin.
Yaptığınız
her olumsuz davranış ve düşüncenin enerji alanınızda biriktiğini düşünün. Enerji
alanınız bunlarla doluyken, aynı enerjilerin aynı enerjileri çekmesi gibi
bilimsel bir kanıt varken, hayatınıza olumlu herhangi birşeyi çekebilme
ihtimaliniz nedir?
Elbette hayat döngüsü içerisinde
sütten çıkmış ak kaşık modunda yaşamak her zaman çok kolay olmayabilir ama bu
konuda ciddi bir farkındalık kazanıp, zarardan dönüp kara geçmek kolaydır.
Sadece ve sadece kendimize dürüst olup,
Burada bizim üzerimize düşen Nasıl
bir yaşamı tercih edeceğimize karar vermektir.
Yorumlar
Yorum Gönder